Salı, Temmuz 23

kabuklu sümbül

çocukken toplamasını en sevdiğim çiçeklerdendi dağ sümbülü. küçücük avucumda sapasağlam, masmavi durmalarının mutluluğunun yanısıra, annemin hep anlattığı, sümbülle kaynattığımda maviye dönüşecek olan yumurtanın hayali tüm aklımı sarardı. "bi cezve bi yumurta bulunmalıydı hemen, e ama onlar dağda şimdi nasıl bulunacaktı. neyse toplansındı şimdi, eve gidince kaynatılırdı!"
o çiçekleri toplarken, onları hayatım boyu hep aynı sıklıkta göreceğimi zannediyordum. hep öyle dağlarda bayırlarda gezeceğimi ve avuçlarımı çiçeklerle doldurucağımı... 15 çeşit dağ çiçeğinin 2 metrekare içinde hep görülemeyeceğini büyüyünce anladım. meğersem yaşadığım coğrafyaların ve keyfini doyasıya sürdüğüm çocuk aylaklığımın büyük keyifleriymiş onlar!
( agaclar.net 'teki hocam100 adlı ağaç dostunun muskari fotoğraflarından alınmıştır)
hee aylaklık görevlerimi şimdi de çooggzel, şanıma yakışır şekilde, başarıyla yerine getiriyorum tabi ki. ama ne yazık ki daha az dağlarda bayırlarda. 
şimdi canım aylaklık çekince eminönü'ne gidiyorum mesela. gözlerimi koca koca siyah poşetli teyzeler-amcalarla ve akın akın gelip giden insanlarla, ellerimi orda burda bulduğum tuhaf ıncık cıncıkların poşetleriyle, burnumu da balık ekmek, peynir, kahve ve baharat kokularıyla dolduruyorum. mısır çarşısının solundan kuş pazarına girip, kafesteki hayvancıklara üzülüp, sülüklere 5 saniyeden fazla bakamayıp, neredeyse çiçeklerin tümüne sulanıyorum: "seni bizim eve götürsem gelir misin? baksam,  sulasam yedi mevsim çiçeklenir misin?" 
yine bir aylaklık seansında ağlayan kalpler çiçeği bulmak için kuş pazarında aldım soluğu. sanki bulamazsam çiçeklerimiz eksik kalacakmış gibi. tohumunu edinmiş ama tohumdan üretemeyeceğimizi anlamıştım. rizom bulmalıydım! kuş pazarındaki amcaların boş bakar gözlerini görünce boşa kürek çektiğimi, çiçekten haberdar bile olmadıklarını anlayıp soğanlı bitkilere diktim gözümü! 
aa, bi de ne göreyim, benim dağ sümbülü kuş pazarına gelmiş, kasesine oturmuş, beni beklemekte..."çiçeğini yumurtayla kaynatsam yumurtam morarır mıydı bu sefer acaba? e ama daha sadece soğandı, açmasına çok vardı. alsam diksem açar mıydı? e peki neye dikecektim? ahha, işte orda; köşedeki deniz kabuğu dükkanı! büyük kabuklar ne kadardı acaba? içine kaç soğan sığardı? e peki kabuk nası düz duracaktı? onun bi çaresi bulunurdu. şimdi 4 soğan alınıp amcayla pazarlık yapılıp 5.si beleşe getirilmeliydi. pazarlıksız kuş pazarından çıkılamazdı!" 
tabii ki çıkılmadı da! jet hızıyla kabuk seçilip, 4+1 soğan alındı ve koşarak eve gidildi. sıcak silikon tabancası prize takıldı, eksik tahtalar elişinden kalma tahtaların dengeleme için kullanılmasına karar verildi. yapıştırıldı, topraklandı, ekildi, sulandı. 
"uyuyan bi canlıyı uyandırmaktan, içindeki yaşam gücünün, enerjinin açığa çıkışını, yaşamın büyüsünü bi kaç soğancık üzerinden izlemekten daha pür bi haz var mıydı?" peki "o uyanışı en sevdiklerinle izlemekten, aynı hazzı duyabildiğini bilmekten, hissettiklerini karşındaki insanın gözlerinde de görüp daha çok sevmekten?"
soğan dikim mevsiminin geçmiş olmasına rağmen rağmen biz umutla beklerken, bizi üzmeden, hevesimizi kırmadan gösterdi mor-mavi sümbüller kendilerini. çocukluğumdan burnumda kalma kokuları gerçekti, çocuk belleğinde kalma tuhaf  hatıra değildi!
"e peki şimdi şans eseri bulup, bin zahmet açtırdığımız sümbülü kopartıp yumurtayla kaynatmaya kıyabilir miydim?" kıyamadım tabi ki... koklayıp seneye denemenin hayalini kurmakla yetindim. seneye daha çok çiçeklenicek ya!
dipte eminönü'lü not: sıcakta orada gezerken beynim eridiği için eminönü'nün at meydanı büyüklüğünde tek bir ağaç dikilmemiş meydanına sinirleniyorum hep. "insan" diyorum "ağaçsız nasıl yaşar?" 3 parke taşı az koyaydınız da bi çınar dikeydiniz. biz de ölmüşlerinizin ruhuna dua edeydik! 
dipte eminönü'lü ve kaygılı not: şimdi ben ağaç derim onlar bina diker, parke taşı kalsın da bari üzerine basabilelim değil mi?
dipte yeşil parmaklı not: keşke benim de parmağım yeşil parmaklı tistu gibi olsa! her sapladığım yerden çiçenkler fışkırsa, dünya daha güzel olsa! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...